Aslı's World!

Sunday, March 28, 2010

Mersin bir başka güzel..

İstanbulun puslu havası, sıkışık trafigi, sokak gürültüsü, durmak bilmez klakson sesleri.. hızlı hızlı birbirine çarparak yürüyen insanları.. yogun temposu..
ardından gelen Mersin'in masmavi pırıl pırıl ışıltılı denizi, yeşilin tüm tonlarına sahip çimenleri, rengarenk mis kokan çiçekleri, ağaçları.. ışıl ışıl parlayan güneşi ve iliklerine kadar işleyen sıcaklığı.. insanların sıcaklığı.. yüzlerdeki gülümseme.. tadı damağında eşşiz tatlar bırakan çeşit çeşit leziz yemekleri.. sevdiğin insanlarla içtiğin bir bardak bira.. söylediğin şarkılar.. gözlerin dolu andığın eski yaşamlar.. eski anılar.. ileriye dönük umutlar, beklentiler.. ve bu beklentilerin İstanbul'da hatta belki dünyanın daha da karman çorman olmuş başka bir şehrinde hayat bulması isteği.. garip değil mi aslında??

İnsan düşer mi mutlu hayatını bırakıp kariyer sevdasına metropol yollarına??? Eninde sonunda aradığın mutluluk ve huzur değil mi aslında? Midene girecek lokma aynı değilmi banka hesabın ne kadar kabarık olsa da? Düşünüyorumda değer mi sevdiklerini göremediğin, sevdiğin tatlardan uzak kaldığın o zamanlara? Ya da insan herseyi tadında mı bırakmak istiyor acaba? İnsan egosu neden bu kadar istekli her zaman ayrılan taraf olmaya?? Taraflar ne farkeder ortada ayrılık olduktan sonra??? ...

Thursday, March 11, 2010

Mart kapıdan baktırır..

Selamlar!!
Ne de çabuk mart gelmiş kapımıza..
inanın gözümü açıp kapayıncaya kadar geçti su son 2-3 ay..
derslerin ve işlerin yogunlugundan olsa gerek..
Bu dönem en sevdiğim ders Graphic and Sketchking Skills dersimiz!
İnanamıyorum bundan sadece bir kaç ay önce moda tasarımcılarının eskizlerini incelerken o renklerin o ışıltıların o mankenlerin güzelliği ve yaratıcılığı ile büyüleniyordum.. Şimdi ise kıyısından köşesinden ben de aynı o tarz çizimler yapabiliyorum.. Ve de henüz cok basındayız bu işin..

Hep merak etmiştim ve cok cok yetenekli olduklarını sanmıstım çizimleri gerçekleştiren bu kişilerin.. Aslında o kadar da abartmaya gerek yokmus benm kadar yetenekli olsalar bile yetermiş.. :) Marifet 400 ytl bayıldıgımız rengarenk güzelim markerlarda.. jelly penlerde.. letraset kağıtlarda..
tabiki artliner ların da hakkını yememek gerek.. ve de çizimlere derin anlamlar katan zig leri de.. :))

Çok seviyorum cok! O kadar zevkli ki kendimi cok artistik birsey yapıyormus gibi hissediyorum.. Sanki sanatçıyım.. Tamam o kadar ilerlemedim daha pardon ama olsun en azından o yolda ilerliyorum ve de devamlı üretmek için çabalıyorum..

Bugün 2 tane çizim ve de renklendirme yaptım... Çizimlerin sayısını rahatca artırabilirim ama renklendirme işlemi en az 1 saatimi alıyor.. Günde 2 tane yapsam diyorum.. ay sonuna elimin cok hızlanacagını düşünüyorum.. cünkü saat 9 gibi çizmeye baslasan 3-4 saat çalısınca saati gecenin bir i yapmıs oluyorsun.. e uykum geliyo uyuyorum..

yoksa gönül isterdi 3-5 çizim yapabileyim bi gecede.. Ama o günler de yakındır.. :))

Bu arada hem yazıyorum hem de bir yandan fransızca film dinliorum çünkü normalde günde 1 saat de ( en az ) fransızca film izlemek için ayırdım.. Kulak dolgunlugu olsun.. Fransızca biliyorum fakat konusmaya utanıyorum cünkü pratigim yok.. :)) Ama okulda fransız hocalarımız da var .. Üstümdeki cekingenliği atıp bir an önce muhabbete baslamam gerek..

Tabi diger bi yandan da İspanyolca var.. Onu da Fransızcam kadar ilerletebilirsem süper olucak.. Onun için de mp3 calarımla Pimsleur Speak and Read Essential Spanish serisini dinliyorum uzun bir toplu tasıma yolculugu gerceklestireceksem..

Önümde güzel bir 1,5 sene daha var.. Kendimi ne kadar geliştirebilirsem o kadar iyi..
Sonrası için henüz plan yapmadım.. Yurtdısı da olabilir ya da burada bir işe de girebilirim...
O zamanki durum ve şartları degerlendirerek karar vermek daha saglıklı olacaktır..

Aslında su 2010 dünya basketbol sampiyonası sona erdiğinde gelecek sene daha bos vaktim olacak ve Taksim'de bir bar da sarkı söylemek istiyorum..

Şarkı söylemeye bayılıyorum.. Belki moda tasarımdan bile daha cok seviyorum ama itiraf etmeye cesareti pek bulamadım sanırım.. Yine de su an hazır İstanbul'un göbeğinde oturuyorken bu hayalimin de peşinden gitmek istiyorum.. Bir barda hem gitar calip hem sarkı söylesem.. Bir de grubum olsa calissak hep beraber repertuarımıza.. Hayal gibi.. Süper olur..

20 mart'da mersine gidiyorum.. ucak biletimi aldım. 2 haftalık tatilimiz var.. ama ben orda da sıkı calismama devam edeceğim..

Sabah 7de uyanıyorum bi kaç haftadır.. kendimi daha iyi hissetmemi saglıyor.. Daha cok ise yarıyor günüm daha basarılı oluyor gibi..

Yarın Pattern calismamız gerek kızlarla.. haftaya finallerimiz var cünkü..
Cok calisicam ve cok basarılı olucam.. heheh buraya yazarak kendi kendime söz veriyorum gibi oluyor iyi oluyor bi yandan.. yapmak zorunda hissediyorum kendimi.. :)

Aslında bu hafta Beyaz sova gidicektik okulca ama iptal olmus yeni dönemin basında gidicekmisiz..

Şekerbankın sessiz bir reklamı var... Çeşit çeşit reklam jingle ları ardarda Bangır bangır bagırırken aniden bir sessizlik oluyor.. Çok dikkat cekici.. Tebrik ederim..

Çok kültürlü hayatı boyunca cok basarılı olmus, en iyi okullardan derecelerle mezun olmus olan ve iyi bir statü de olan bir bayanla ondan yasca daha küçük ve kültür seviyesi cok daha asagıda olan ilkokul mezunu bir bey in aşkı mümkün müdür?? Davul her zaman dengi dengine midir? Yoksa bu ask tüm engelleri bir sekilde asabilir mi??? Aşk da biraz da mantık olmalı mı?? Nasılsa gelip geçmeyecek midir? Bari elinde kalan işe yarar bisey olmasa mıdır?

Başak burcu olduğum ve genellikle mantıgımın sesini dinlediğim için bazen kendimi kalpsiz hissediyorum.. Ama bu konu ok derin bir konu su an saat gec oldu yarın yogun bir gün olacak şarjımı doldurmam gerek :) oyüzden kısa zamanda onun hakkında da bi iki satır tikleticeğim..

Au revoir!! Adios!! Ciao!!! Byee!!! HoşçaKALIN!!! ( En güzeli bizimkiii!!! :)))

Sevgiler.. :)